Şırnak'ın İdil ilçesi Sanat sokağında bir araya gelen İdilliler, işgal rejiminin Gazze'de yaptığı vahşi saldırıları lanetledi.

HÜDA PAR İdil teşkilatı öncülüğünde bir araya gelen Kudüs sevdalısı halk, idilden Gazze'ye destek sloganları attı. siyonist rejime lanet yağdırdı.

El-Aksa Tugayları komutanına suikast
El-Aksa Tugayları komutanına suikast
İçeriği Görüntüle

Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR İdil ilçe Gençlik Kolları Başkanı Abdülkerim Saka, zulme sessiz kalmanın zulüm olduğunu belirtti.

"İsrail, İslam âleminin bağrına saplanmış bir hançerdir"

Filistin'de her 10 dakikada bir, 1 çocuğun hayatını kaybettiğini belirten HÜDA PAR İdil ilçe Gençlik Kolları Başkanı Abdülkerim Saka, "Siyonist işgal rejiminin, Gazze'ye yönelik yapmış olduğu soykırıma dur demek ve işlemiş olduğu katliamları lanetlemek için bir aradayız yine. Filistin'de Gazze'de saldırılar ve katliamlar devam etmekte. Her gün mazlum halk çocuk, kadın denilmeden şehit edilmekte. Mescid-i Aksa'nın kapısı, Müslümanlara kapalı tutulup, siyonist işgal çetesince, işgale devam edilmektedir. Her seferinde dile getirdiğimiz gibi, Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece bir toprak parçası değil, sadece Filistinlilere ve Araplara ait değil, bilakis tüm Müslümanlar için akidevi bir meseledir. Filistin'de 75 yıldır devam eden savaş, önce israil-Arap savaşı, sonra israil-Filistin savaşı, günümüzde de israil-HAMAS savaşı olarak dünyaya yutturulmaktadır. Hâlbuki israil sadece İslam dünyası için değil, tüm insanlık için bir mikrop ve İslam âleminin bağrına saplanmış bir hançerdir. Mescid-i Aksa ve etrafı da kutsal bir mekândır. Öyle kutsal ki, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Mekke'de hüzün yılında en daraldığı vakitte, destekçileri Hazreti Hatice ve amcası Ebu talibi kaybettiği, Taif'te taşlandığı, müşriklerin himayesinde Mekke'ye girmek durumunda kaldığı bir zaman diliminde, Bescid-i Aksa ve Kudüs kendisine yeryüzünden gökyüzüne açılan kapı ve tüm peygamberlerin ruhaniyetlerine imamlık ederek namaza durduğu mekândır. Gazze'de siyonist vahşet, 56 gündür devam ediyor. Soykırım suçu işleyen siyonistler, yapmış olduğu saldırılarda, hiç bir kural ve kaide, ölçü, tanımamaktadır. Terör şebekesinin Gazze'ye yapmış olduğu hava saldırılarında, kadın çocuk yaşlı ve bebekler katledilmektedir. Filistin'de her 10 dakikada bir, 1 çocuk hayatını kaybetmektedir. Gazze açık hava hapishanesinden, adeta çocuk mezarlığına dönüştürülmüş durumdadır. Hayatta kalan çocuklar ise ailelerini, evlerini, yakınlarını kaybederek her türlü zulmü görmektedirler.

"Müslümanların inancı ve kutsalları, siyonist işgalcilerin postallarıyla çiğnenmektedir"

Soykırım suçları işleyen siyonistlerin, insanlığın vicdanına da savaş açtığını vurgulayan Saka, "Gazze'ye atılan bombaların şiddeti ve tahribatı, Hiroşima'ya atılan atom bombasının şiddet ve tahribatının iki katına ulaşmıştır. Her geçen gün siyonist vahşet kat be kat artarak camiler, okullar, yerleşim yerleri bombalanmaktadır. Gazze'nin yarısı yıkık ve virane hale gelmiştir. Kudüs'te Filistin'de ve Mescid-i Aksa'da Müslümanların inancı ve kutsalları, siyonist işgalcilerin postallarıyla çiğnenmektedir. Siyonistlerin yapmış olduğu katliam ve soykırıma, İslam ülkelerinin liderleri seyirci kalmakta ve bu mezalimi durduracak hiçbir somut adım atmamaktadırlar. Gazze'ye yapılan saldırılarda, on binden fazla mazlumun kanı siyonistlerin, Amerika'nın ve batılı ülke liderlerinin ellerine bulaşmıştır. Amerika, İngiltere, Fransa ve daha birçok batılı ülke liderleri, siyonistlere açık destek vermektedirler. Ne yazık ki bu zulme İslam ülkelerinin liderleri kör, sağır ve dilsiz kalarak 3 maymunu oynamaktadırlar. Zulme sessiz kalmak da zulümdür. Bütün dünyanın gözü önünde, yaptığı bu katliamlara karşı ülkeler sadece kınamakla yetinmekte, siyonist Netanyahu ve işgal  çetesini  durduracak adımlar  atılmamaktadır.  Hâlbuki geçmişte olduğu gibi şu anda da siyonist israil çetesi, sayısız savaş suçu işlemekte camileri, hastaneleri bombalamakta, kadın çocuk demeden sivil halkı katletmektedir. Nerede insan hakları savunucuları, nerede insanlık havarileri kesilenler. İşgalci israil'in bombardımanı neticesinde yıkılan binaların enkazları altında binlerce insan kurtarılmayı beklemektedir. Ama daha korkunç olanı ise, siyonistlerin bu saldırılarına duyarsız kalanların, vicdanlarını ve insanlığını, enkazların altında gömmüş olmalarıdır. Yıkım ve soykırım suçları işleyen siyonistler,  unutmayalım ki insanlığa ve vicdana da savaş açmışlardır. Zulümle abad olunmaz ve israil yok olmaya mahkûmdur. Ülke liderleri bu zulme sessiz kalsalar da artık halklar uyandı. Bugün dünyanın birçok ülkesinde batısıyla, doğusuyla, kuzeyiyle, güneyiyle halklar meydanlara akın ederek siyonist vahşeti tel'in etmektedirler." İfadelerine yer verdi.

"Ümmetin izzetini ve namusunu muhafaza eden direniş hareketinin yanındayız"

"HAMAS, Filistin'in meşru siyasi hükümeti ve temsilcisidir" diyen Abdülkerim Saka, "Mazlumun dini, rengi ve ırkı sorulmaz. Bir yerde zulüm varsa İnsanlığını yitirmemiş vicdan sahipleri mazlumun yanında yer almalı ve zulme dur demek için, elinden gelen her türlü çabayı göstermek gerekir. Ey zalim Amerika ve Avrupa! Artık halklar uyandı, Müslüman halkların vicdanı uyandı. Dünya ülkelerindeki halkların vicdanı uyandı, vicdan sahipleri meydanları doldurmakta ve siyonist vahşete karşı, somut adımların atılması için kendi ülke liderlerine baskı yapmaktadırlar. Siyonist çeteler, tüm dünyanın gözü önünde, Amerika'yı, Avrupa'yı arkasına alarak soykırım suçu işlemeye devam etmektedir. Gazze de bebeler, çocuklar, kadınlar katledilirken insan haklarından, temel hak ve hürriyetlerinden, kadın haklarından, çocuk haklarından dem vuranların tek tek maskeleri düşmeye devam etmektedir. İnsan haklarından, kadın haklarından, çocuk haklarından dem vuranlar, neredesiniz neden sesiniz çıkmıyor. Artık bu sihirli sözlerinizin hiçbir anlamı kalmamıştır. Bu sihirli sözlerin arkasına sığındığınız maskeleriniz, tek tek düşmüştür. Allah'ın izniyle, korkaklar bebek öldürür, kadın öldürür, çocuk öldürür, cesurlar ise yüz yüze, kendi denkleriyle savaşırlar. Siyonistler direniş kahramanlarıyla, yüz yüze savaşmaktan korkuyorlar elhamdülillah. Bu yüzden kadın, çocuk, bebek ve savunmasız insanları katletmektedirler. Bu korkak dünya düşkünü ve şehvetperest aşağılık siyonist çetelerin psikolojileri bozulmuş, direniş gruplarının yapmış olduğu saldırılardan dolayı, zırhlı araçların içinde mahsur kalarak zilleti yaşamaktadırlar. Siyonist çeteler her gün ölüm korkusunu yaşayarak, ölmemek için savaşırken, direniş kahramanları ise şehit olmak için savaşmaktadır. Siyonistler her an nerede bir saldırıyla, karşılaşacaklarını kestirememektedirler. O çok güvendikleri zırhlı tankların içinde ölüm korkusu ile tir tir titremektedirler. Her an bir Yasin roketinin, tanklarını imha etme korkusunu yaşamaktadırlar. Siyonistler, gökyüzündeki yıldırımların düşmesinden veyahut yedi şiddetinde depremi yaşamaktan daha ağır korku ve paniği yaşamaktadırlar. Siyonist cephe sıkıştığı anda Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri hemen Barış havarisi kesilecektir. İnşallah siyonist cephe öyle bir sıkışacaktır ki, nefes alamayacak duruma gelecektir. İşte o gün zafer mazlumların zaferi olacaktır. İşte o gün Zafer, inananların zaferi olacaktır. Kudüs ve Mescid-i Aksa, ümmetin izzeti ve namusudur. Ümmetin izzetini ve namusunu muhafaza eden direniş hareketinin yanındayız. Bakınız, Amerika ve Avrupa ülkeleri, siyonistlere borçlu oldukları için, borçlarını ödeyebilmek adına, tüm imkânlarını seferber etmiş durumdalar. Bizler de, Filistinli kardeşlerimize, ümmetin izzetini muhafaza ettikleri için borcumuzu ödemekle mükellefiz. Ben İzzet ve şeref sahibiyim diyen her Müslüman, bu aziz ve Kutsi olan Kudüs davasına ve Gazze'nin izzetli direnişine destek vermelidir. Buradan İslam ülkelerinin liderlerine ve tüm İslam âlemine sesleniyoruz ve talep ediyoruz. HAMAS, Filistin'in meşru siyasi hükümeti ve temsilcisidir. ABD veya siyonistlerin Gazze ile ilgili verecekleri kararın hiçbir önemi yoktur. Gazze'ye acil yardım koridoru kurulmalı, Türkiye bu işe öncülük etmelidir. Gazze'ye gidecek büyük bir yardım filosu, Deniz yoluyla, ivedilikle yola çıkarak Gazze'ye ulaşmalıdır. Dünyadaki bütün vicdan ve insaf ehli, bu filoya davet edilmelidir. Kürecik ve İncirlik üsleri kapatılmalı, en azından bu katliamlar devam ettiği müddetçe faaliyetleri süresiz durdurulmalıdır. Kargo uçaklarıyla ve Türkiye limanlarından, gemilerle, siyonistlere erzak taşınmasından vazgeçilmelidir. İslam ülkeleri, hep beraber siyonistlere ciddi bir ambargo uygulamalıdır. Türkiye vatandaşı olup, Filistinli masumları öldürmeye giden katiller çağrılıp yargılanmalı, suçu sabit olanların mal varlığına el konularak, vatandaşlıktan çıkarılmalıdır. İsrail mallarına yapılan boykota, devam edilmelidir. Boykot, hayatımızın bir parçası olmalıdır. " şeklinde konuştu.

"Filistin davasını normalleştirmeyeceğiz, gündemimizden düşürmeyeceğiz"

Filistin davasının destekçileri olacaklarını belirten Saka, "Değerli Müslümanlar, Filistin halkının yaşadığı zulüm ve soykırımın normalleştirme oyunları, direnişe destek veren Dünya Müslümanları olarak bunu kabul etmeyip her seferinde meydanlara inmekte ve tarafımızı ortaya koymaktayız. Aynı zamanda, meydanlara inerken, bu direniş ruhunun, bizden sönüp gitmesine engel olmaktayız. Ancak, gücü elinde bulunduranlar için bu katliamlar öyle bir normal hale gelmiş ki, siyonist işgal çetesi Bakanı'nın, 'nükleer bomba kullanmak seçenekler arasındadır' korkunç sözü bile dünyayı kendine getirmemektedir. Bunca vahşeti, katliamı ve soykırımı, gözünü kırpmadan ve her türlü savaş suçu işleyen bu melun çete, elbette bu sözü söylerken hem yapacakları katliama zemin bulmakta, hem de ne kadar vahşileşmiş olduğunu göstermektedir. Her gün televizyon ekranlarında, haberlerden okuduğumuz, günübirlik şehitlerin sayısı verilmektedir. Filistin, artık şehit edilen, rakamlarla ifade edilmeye başlanmıştır. Değerli kardeşlerim! Filistin davasını normalleştirmeyeceğiz, gündemimizden düşürmeyeceğiz. Çünkü orada yapılan katliam, evimizde, mahallemizde, köyümüzde, şehrimizde, yapılmış gibidir. Dolayısıyla, şehitlerimiz, iftiharımız olmakla beraber, Müslümanlar için, her gün yas demektir. Taziye demektir. Taziye olan evde, köyde, mahallede nasıl ki hayat normal işlemiyorsa, bizde bu katliam ve işgal devam ettiği sürece, yasımız üzüntümüz devam etmelidir. Filistin'in bilincini, Aksa'nın önemini ve direniş erlerinin ruhunu, çocuklarımıza, ailemize ve etrafımıza anlatmaya devam etmeliyiz. Bu ruhun asla sönmeyen bir ateş gibi, sürekli içimizde yanmasını sağlamalıyız. HÜDA PAR olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki canımızla, kanımızla, malımızla ve evladu  iyalimizle ilk kıblemiz mescidi Aksa'nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden, her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü, fedakârlığı yapmaya hazırız.  'Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar. Bize katından bir Veli, bize katından bir yardım eden yolla, diyen erkekler kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz'  Nisa suresinin 75 ayetinin muhatabıyız. Filistin halkına selam olsun. Aksa tufanı operasyonuna selam olsun. Kahraman mücahitlere selam olsun. Kahraman mücahitlere selam olsun. Direnişe ve dirilişe selam olsun, şehitlere selam olsun." dedi. (İLKHA)